EĞİTİM RİSALESİ SAYFALARDAKİ SATIRLARDAN PRATİK UYGULAMAYA

Eğitim risalesi, cemaatin bütün fertlerinin tek bir İslam anlayışına sahip olması için, cemaat içindeki fertleri yetiştirmeye önem veren İmam el-Benna’nın en önemli risalelerinden biridir.

Bu nedenle İmam el-Benna, eğitim risalesinin girişinde şunları dile getirmektedir: “Benim bu mesajım, davasının yüceliğine ve fikirlerinin kutsiyetine inanan, bu uğurda yaşamaya azmetmiş veya bu yolda ölmeyi göze almış Müslüman kardeşlerin mücahitlerinedir.”

Ey kardeşlerim: Bi’atımızın rüknü ondur. Bunları ezberle:

“Fehm (Anlayış), İhlas, amel, cihad, fedakârlık, itaat, sebat, tecerrüt (soyutlanma), kardeşlik, güven.” Bu nedenle, cemaatin her bir ferdinin Allah’a olan inancını ve niyetini düzeltmesi için bu rükünleri hayatlarında uygulamaları gerekir.

 

Fehm (Anlayış)

               Fehm, Müslüman Kardeşlerde eğitimin temellerinden bir tanesidir. İmam el Benna, her bireyin fikrimizin sağlam İslami bir fikir olduğuna kesin olarak inanmasını ve onları bu yol üzere eğitmek istemektedir.  

               Müslüman Kardeşlerin bu rüknü hayatlarında tatbik etmek noktasında güzel bir örnek teşkil etmişlerdir. Hasan el-Hudaybi, idam cezası müebbet hapis cezasına çevrildikten sonra vaktini cezaevi müdürünün odasına bakan bahçede geçirmeye başladı ve temiz elbiselerle sporunu yapıyordu.

               Kardeşlerden biri bunun sırrını sorduğunda, gerçek İslami anlayışını vurgulayarak şu sözleri sarf etti: Boş ver onları, onlar bizi sadece mutlu ve morallerimizin yerinde olduğunu görsünler ki oklarının boşa gittiğini anlasınlar ve istediklerini elde edemesinler. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şu sözü sana ulaşmadı mı: “Allah o kişi ye merhamet etsin onun nefsinden ona kuvveti gösteriyorum” bu anlayış, İslam’ı kapsamlı bir şekilde anlamak için cezaevinde bulunan tüm fertler tarafından uygulanmaktadır.

 

İhlas

               Müslüman bir kardeşin sözü, ameli ve cihadı sırf Allah rızası için olmalıdır. İşte İmam el-Benna Müslüman Kardeşleri bu şekilde eğitti ve o bu eğitim noktasında gerçek bir örnek teşkil etmektedir.

               Bu eğitimin örnekleri çoktur. Onlardan bir tanesi de şudur: Cemaatin ilk öncülerinden olan Abdulaziz el-Hindi, İngiliz kampında terzilik mesleğini ifa ediyordu. Komutanlardan birinin hanımı onu çağırıp onunla beraber olmasını istedi. Üstad Abdülaziz Allah’tan korkarak onu reddetti. Daha sonra kadın ona silahı doğrultup tehdit etti. Abdülaziz el-Hindi silahı görünce kelime-i şehadeti getirdi ve kadının elinden silah düştü. Onu evin dışına itekleyerek kovunca bu da evden çıkıp kardeşlerin evine ulaşıncaya kadar koştu.

 

Amel

               İmam el-Benna, kardeşlerden yapılması istenilen eğitim çalışmaları için bazı merhaleler belirlemiştir. Bunlar; nefsi ıslah etme, Müslüman aile oluşturma, toplumu irşat etme, hükümeti ıslah etme ve vatanı bütün yabancı güçlerden kurtarıp özgürleştirmek.

               Cemaatin bayanları da erkeklerin aldığı eğitim ve terbiyeyi almışlardır. Bayanların sıkıntı zamanlarında bu dava için çalışmaya devam ettiklerini görebilirsin. Ayrıca tutuklulara ve ailelerine yorulmadan ve sıkılmadan hizmet veren komiteler oluşturmuşlar. Seçimlerde, adayın arkasındaki güç, evde ise kocalarını ve çocuklarını korumak için mücadele ediyorlar.

 

Cihad

               Müslüman Kardeşler, “Yolumuz cihattır” diyerek eğitim sloganlarını açık bir şekilde haykırdılar. Daha sonra bu ana hazırlık yapmak için bunu bizzat kendi nefislerinde uygulamaya başladılar. Gönüllü bir iş olduğu zaman yaşlısıyla ve genciyle adeta yarışıyorlardı. İmam el-Benna yaşlılara, gençlere ve sorumluluk sahibi kişilere çok önem verirdi.

               Abdurrahman el-Benna’nın savaş kıyafetleri ve malzemelerini alıp yola çıktığını ve Filistin topraklarına varana kadar bütün pusu ve tuzakları nasıl bertaraf ettiğini gördük. İşte bu en güzel örnektir. O içerde olduğu halde ailesinin iyi bir geliri vardı.

 

Fedakârlık

               Bir dava ve cemaat, uğruna fedakarlıklar yapılmadığı sürece başarıya ulaşamaz. Müslüman Kardeşlerin fikir ve ilkelerinden dolayı yaptıkları fedakarlıklar sayılmayacak kadar çoktur.

               İmam el-Benna, Mecelle dergisinin muhabiri tarafından kendisine sorulan “zengin misiniz?” sorusu üzerine şunları söyleyerek fedakârlık anlayışını özetlemiştir: “Evet, Allah için birbirimizi sevdiğimiz bu mümin kalplerle zenginim.” Mecelle dergisi muhabiri: “Hayır bunu kast etmedim maddi yönden zengin misiniz?” bunu üzerine İmam el-Benna: “Evet, Allah’a hamdolsun ki Müslüman Kardeşlerin ceplerindeki bütün mallar davanın mülküdür.” dedi.

               İşte Müslüman Kardeşler Cemaati, malını, vaktini ve nefsini davası uğruna feda eden fertlerle yükselmeye devam etmektedir. Bu yükselme günümüzde de devam etmektedir.

 

Tecerrüd (Soyutlanmak)

               İtaat, sebat ve tecerrüd kavramları birbirine karıştı. Öyle olunca tasavvufçu ve dinleri için tecerrüd eden nesiller yetişti.

               Ömer Tilmisani, İmam el-Benna ile bir yolculuk esnasında utancından başını öne eğerdi. İmam el-Benna da ona bakarak tebessüm ederdi. İmam el-Benna’dan iyi bir terbiye almıştı. Ömer Tilmisani şöyle söylemektedir: “Biraz geçtikten sonra bu utangaçlığım geçti ve benim için çok güzel ve verimli bir yolculuk oldu.” Gazeteci Muhsin Muhammed imamı anlatırken şöyle diyor: “Ömer Tilmisani ile Kahire’de Davet dergisinde karşılaştım. Onun yanında ne bir sekreteri ve nede onunla görüşmeme mâni olacak biri vardı. Küçük bir masada oturuyordu.” Ömer Tilmisani gençliğinde Müslüman Kardeşlerin zenginlerinden biriydi. Allah için her şeyden soyutlanmıştı. Onlar dünya malı karşılığında ahiret hayatını satın almışlar.

 

Güven

               İmam el-Benna eğitim risalesini güven duygusuyla donatılmış bir kardeşlikle bitirmektedir. Böylece kalpler, sevgi ve güvenle dolmaktadır.

               İşte Naima Khattab hanımefendi. Kral Suud Bin Abdülaziz, 1954 yılında Hasan Al-Hudaybi'nin idam cezasını hafifletmek için Abdülnasır ile bir araya geldiğinde, Naima Khattab kendi adına ve çocuklarının adına Kral’a şu mektubu gönderdi: “Sayın kral, öncelikle duygu ve düşüncelerinizden dolayı size teşekkür ederiz. Bizler bir dava uğruna mücadele eden ve cihad ahdi üzere olduğumuzu vurgulamak istiyoruz. İster Hudaybi şehit olsun ister hapis hayatı uzun seneler devam etsin, bu dava ve mücadele uğruna binlerce şehit verilse dahi, Allah’ın sancağı yükselene kadar ve hak batıla galip gelene kadar bu mücadele çarkı hiçbir zaman durmayacaktır.”

               Bu eğitim kavramları ve merhaleleri, cemaatteki tüm fertlerde yerleşik hale geldi ve bunlarla amel etmeye başladılar. Bunlar, toplumların bu zorlu günlerde ihtiyaç duyduğu nitelikler ve eğitimlerdir.

 

.

اقراءة المزيد من مواضيع

متعلقة بالقسم